Tüm ''yüzsüzlüğümle'' davet ettim korkularımı ve masal yolcularını..İki soru çok canlıydı içimde. Korkularım beni ne yapmaktan alıkoyuyor? Kalbim neyin açlığını çekiyor?
Kırkmerdiven Cafe'deki son masal gecesinin giriş bölümünden..
Yine her sabah olduğu gibi
aynı saatte çalan alarmla yeni bir güne gözlerimi açtım.Sıcak yatağımdan dışarı çıkmamla kaybettiğim sıcaklığı rengarenk yeleğimi
giyerek bulmaya çalıştım.Hızla tuvaletin yoluna koyuldum.Elimi yüzümü yıkadım.Bir
lokma ekmeğe gözüme ilişen bir şeyler sürüp
yiyerek geçiştirdim kahvaltımı. Peki ama tüm bunlar her sabah yaptığım şeylerdi bugünü farklı kılan neydi?
Her ne olduysa evden çıkıp yolda yürümeye başladığımda oldu. Patlayan bir bombayla ortaya çıktı korkularım.Öyle çok korktum ki korkudan yüzüm düştü.Kalabalıklar içinde kaybolan yüzümü aradım tekrar aradım sonra biran aramayı bıraktım ve düşündüm yüzsüzlük belki de iyi bir şeydi.İlk etapta alışık olmayınca yüzsüzlüğümü gizlemek için en çok satan gazetelerin sür manşetli haberlerinden küpürler kesip başka bir yüz yaptım kendime .Zaman geçtikçe televizyon ekranının arkasından bakmaya başladım olmayan gözlerimle hayata.Yeni maskeler geçirdim kafamın arkasına her an yüzüme geçirmeye hazır maskeler.Kan kokusunu koklamamak için burun deliklerime parfümlü pamuklar tıkadım.Dilim ezberlerimi tekrarladı durdu bozuk bir plak gibi.Kulağıma muhafızlar diktim gerçekleri içeriye almasın diye.Kalbimin derinlerine dokunmaya başlayanlardan hep kaçtım.Gizledim yüzsüzlüğümü ama belli bir yerden sonra patlak verdi .Gizleyemedim yüzsüzlüğümü .Yüzsüzlüğüm açığa çıkınca ne yapacağımı bilemedim.Sonra açığa çıkarsa çıksın dedim kendime her ne yapıyorsam kimse bana hangi yüzle bunları yapıyorsun diyemez ki onca yüzsüz varken ortalıkta..
Zaman geçtikçe düşünmeye başladım kim bilir şuan gerçek yüzüm nerede?Bir ege kıyısında sahile vurmuştur belki.. Belki de faili meşhur larca toprağa gömülmüştür.Biri çöpe atmak istemiş öteki çöpten alıp bit pazarında 1 liraya satmıştır pazarlıkla …
Yeni bir gün
yaklaşıyor..Güneşe gebe gece , sessiz
ıkınmalarıyla güneşi doğurduğunda kalp
atışlarımın hızlanması yeni dünyanın gelişinin habercisi belki de.Kalp
atışlarım öyle güçlü ki zamanla zihnimdeki
ezberlerimi, doğrularımı,yanlışlarımı ,önyargılarımı ,öğrendiğim her
şeyi birer birer yerle bir ediyor.Sonrasında saf sevginin can suyu olduğu bir
sarmaşık filizleniyor kalbimden ,tüm bedenimi sarıyor.Maskelerimi bir bir
çıkarıyor ve beni ölüme götürüyor .Tabutumda
yeniden doğuyorum ben.Tabutumu beşik yapıp, kendime ninniler söylüyorum.Masalların
gücüne bir kez daha tanıklık ediyorum.Yeni olanı arıyorum ve her birinizin içinde gerçek
yüzümün bir yansımasını görüyorum.Kendi karanlığımda kaybettiğim gerçek yüzümün varlığını hatırlıyorum.Gözlerinizin
derinlerine dalıp yitirdiğimiz o bağı örüyorum ilmek ilmek.Kalplerinizde yeniden açacak o çiçeklerin kokusunu özlemle
içime çekeceğim günlerin hayalini kuruyorum.Anlatacağım masalları dinleyecek o
can kulağına bakıyorum yeniden. Yüzümün parçaları birer birer aydınlanıyor .Karanlıkta kalmış yanlarını
kalbimden akan sevgiyle, barışla ,güvenle, aşkla gösteriyorum.Özümden çıkan bir çift göz
koyuyorum..Artık korku yüklü göz kapaklarım
öfkeyle ,nefretle kapanmayacak. Daha
çok açacağım gözümü gönlümü barışa,güvene,neşeye,sevgiye.Eskiden yeniye geçen
eşikteki masalların büyüsüyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder